Setra, çok özel bir otobüstür, çünkü her Setra; tasarım, konfor, güvenlik ve yenilik açısından özellikle yüksek olan beklentilerin bir sonucudur. Bugüne kadar üretilen her Setra, bu alanda öncü bir figür olan Otto Kässbohrer’ın çağın en modern otobüslerini geliştirmeye yönelik vizyonunu ve tutkusunu simgeler. Sürücülere ve yolculara olabilecek en iyi deneyimi sunmak, bizim için her zaman en önemli hususlardan biri oldu.
Setra büyüsü.
Kusursuzluk, estetik, tutku.
Mükemmellik arayışı, estetik sevgisi ve sıra dışılığa yönelik tutkumuz, her Setra’yı en yüksek beklentileri karşılayan bir otobüs hâline getirir.
Biçim, işlevi takip eder.
İnsan ise hislerini
Tasarımcılarımız Setra tasarımında neyin önemli olduğuna dair çok net bir fikri var. Eşsiz ve modern olmalı ve yine de kendine has bir şekilde zamansız olmalı. Ancak tasarımcılarımız için bir şey çok önemli: Her Setra, tasarımı ile kendi hikayesini ve aynı zamanda markamızın hikayesini anlatmalı. Bir denge gösterisi mi? Kesinlikle. İmkansız mı? Asla.
Tasarımcılarımız bir otobüsün basitçe bir otomobil olmadığının bilincindedir. Bir mimari eserdir ve iç mekanı tekerlek üzerinde hareket eden bir alan. Ayrıca tasarımın çok farklı insanlara ulaşması gerektiğini de bilirler: Şirket sahipleri, sürücüler ve yolcular. Bu nedenle ilk çizgiyi atmadan görüşmeler yaparlar: Bugünün ve yarının yolcuları kimler? Seyahat etmeye yönelik talepleri nasıl değişiyor? Sonrasında başta geniş yelpazede olmak üzere ilk tasarımlar oluşur. Dijital modeller ve VR (sanal gerçeklik) gözlükleriyle taslaklar tüm açılardan duyusal olarak deneyimlenebilir hale getirilir. Çok geçmeden karar veren kişilerin arasında ortak bir favori seçilir. Bunun sonucunda yeni otobüsün dış ve iç mekanı için nihai tasarım oluşturulur.
“Bir otobüs tekerlek üzerinde hareket eden bir alan, bir mimari eserdir.”
Bir Setra her zaman bir Setra olarak kalır.
Kişiselleştirmeyle bile.
Söz konusu tasarım olsa da Setra'da en önemli olan her zaman müşteri olur. Setra tasarım merkezinde danışmanlarımız bireysel donanım isteklerini karşılar. Bunların her biri ne kadar özel olsa da herkese kulak verir. Böylelikle otobüs üreticisi için sayısız, bireysel olarak seçilebilen ayrıntıya sahip bir donanım yelpazesi doğar. Modern 3D simülasyon programları ile yeni aracını ayrıntılı olarak inceleyebilir ve modelleri başka hiçbir yerde bulamayacağı bir şekilde deneyebilir. Ekranda, müşteri ilk kez içine girmeden önce otobüsün içinde "yürür". Ve tüm bu kişiselleştirmelere rağmen neticede her zaman birbiriyle uyumlu olduğu gerçek bir Setra ortaya çıkar. Mükemmelliği temsil eden bir otobüs.
1.260 metre üzerinde deneyim ve verimlilik.
Verimli bir endüstriyel proses, zanaatın hakim olduğu üretim: Bu kulağa çelişkili geliyor ancak montaj birimimizde bu iki özellik uyumlu bir bağlantı oluşturur. Çünkü ikisi de aynı iddiayı takip eder: En iyi Setra kalitesine sahip bireysel otobüsler. Montaj hattımızın uzunluğu olan tam tamına 1.260 metre üzerinde.
Sadece tasarımda değil montajda da az çok demektir. Bu nedenle fabrikamızda çeşitli otobüs modellerinin üretildiği düzenli bir zigzag tek bir tane montaj hattını oluşturur. Bunun belirleyici avantajları vardır. Çalışanlarımız zamandan, yoldan ve çalışmadan tasarruf eder. Fakat üretimi bitmiş her otobüs ile en çok da yüksek bir kişiselleştirme seviyesinin, verimliliğin, dakikliğin ve kalitenin tek bir montaj hattında mükemmel bir şekilde birleştirilebildiğini kanıtlarız.
Bunun altında iyi düşünülmüş bir sürüş planı yatar: Bir Setra "ilk seyahatinde" yaklaşık 50 istasyonda, her birinde 45 dakika boyunca. Bir ekip için örneğin komple tahrik aksamını, elektrik sistemini veya kalorifer ve klima teknolojisini monte etmek, camları takmak veya zemini döşemek için yeterli bir zaman.
“Her bir montaj istasyonunda tasarım kalitesini sıkı kriterlere göre kontrol ederiz.”
Kokpit monte edildiğinde veya koltuklar iç mekana takıldığında bile ilgili ekip bunun için kırk beş dakikadan fazla bir zaman harcamaz. Bunların hepsi net bir şekilde tanımlanmış proseslere dayanan, iyi eğitim almış çalışanların el işçiliği. Üretim endüstri ile, deneyim verimlilik ile buluşur. Ve çalışanlar bu sırada becerilerini sürekli geliştirdiği için her birine diğer montaj istasyonlarda da kucak açılır. Bu montajı sadece daha esnek bir hale getirmekle kalmaz faaliyetin de daha değişken olmasını sağlar. Motivasyonu yükseltir, kaliteyi ve hata oranını olumlu yönde etkiler. Bu da en nihayetinde yine müşterilerimizi mutlu eder. Çünkü müşterilerimiz araçlarını kararlaştırılan tarihte birinci sınıf kalitede bekler.
Ancak kaliteyi sadece proses belirlemez. Çalışanlarımızın yüksek sorumluluk bilinci de buna katkıda bulunur. Ayrıca her istasyonda işin kalitesi kontrol edilir ve belgelenir. Buna ek olarak belirli bant kısımlarından sonra Quality Gates, yani kalite kapıları bulunur. Ara ara açığa kavuşturulması gereken şeyler içinse her bir istasyonda bir kalite koordinatörü bekler.
Altı buçuk gün sonra zamanı gelmiştir: Yeni Setra tamamlanır ve çalışanlar gurur duyar. Uzmanlar teknik sistemleri devreye alır. Böylelikle motor, klima tertibatı ve elektrik sisteminin tamamı işlevsel hale gelir. Yeni Setra tamamen temizlenmiş bir şekilde montaj birimiyle vedalaşır ve ilk seyahatinin son aşamasına başlar.
Robotlarımız bazı şeyleri hiçbir zaman öğrenmez.
Neu-Ulm'de otobüslerimizi 4.500'in üzerinde farklı renk tonuna boyayabiliyoruz. Bu kulağa etkileyici geliyor; ancak dünya çapında tek olan başka bir şey var. Çünkü otobüsler sadece bizim fabrikamızda tamamen otomatik bir şekilde robotlar tarafından boyanıyor. Bunun kalite, çevre koruması ve verimlilik için birçok avantajı var. Fakat tamamen çalışanlarımızın becerilerine güvendiğimiz şeyler de var. Çünkü bu konularda robotlar asla iddiamıza borçlu olduğumuz mükemmelliğe asla ulaşamaz.
Bu özel bir gösteridir. Boya robotlarımızın iskelet kaporta etrafında gerçekleştirdiği mükemmel bir endüstri koreografisi. Bu koreografi otobüs dünyasında tektir. Robotlar bu şekilde 13 istasyonda her gün maksimum 34 araç boyuyor. En yüksek kalite iddiasında bulunan boyacılar tarafından programlanarak ve denetlenerek rotalarını dengeli ve hassas bir şekilde çizerler.
Eskiden çalışanlarımız boya katmanını elleriyle uyguluyordu. Bununla karşılaştırdığımızda robotlarımız bugün önceden kullanılan boya miktarının yaklaşık yarısını kullanıyor. Bu aracın ağırlığını düşürüyor ve ayrıca çevreyi de koruyor.
“Bir havalı fırça ustasının veya kaplama ustasının sezgisinin yerini dünyadaki hiçbir robot alamaz.”
Boyahanedeki her şey mükemmel bir şekilde çalışılmış bir akışı izliyor. Yeni karoser güzel bir şekilde yıkandıktan ve kuruduktan sonra uzmanlar sarı renkli dolgu astarını uyguluyor. Bir sonraki iş adımı en önemli adımlardan biri: hassas yüzey işleme. Ve müteakip boya kalitesi yalnızca bu ön çalışmanın sonucu kadar iyi olduğu için çalışanlarımız hassas yüzey işleme işini elden bırakmıyor.
Robot ancak şimdi büyük gösterisine çıkıyor. Boyayı katman katman karosere uyguluyor. Robotlarımıza güvenseler de uzmanlarımız robotların çalışmasını çok yakından kontrol ediyor. Her bir katmandan sonra. Sonuçtan memnun kaldıklarında boya kuru odada kurutuluyor.
Robotlarımız ne kadar mükemmel olsa da: Yaratıcı değiller. Bu nedenle bizde özel tasarım görevleri için profesyoneller var. Folyo ile kaplama konusununda kimsenin eline su dökemeyeceği kaplamacılar. Filigran tasarımları da tutku ve ayrıntılara verdikleri önem ile otobüse uygulayan hava fırçası ile çalışanlar. Hiçbir iş onlar için zor değil, hiçbir bir motif imkansız değil. Ve her biri dünyadaki hiçbir robotun yerine geçemeyeceği bir beceriye sahip. Bunların hepsi otobüslerimizi eşsiz araçlara dönüştürenlerdir. Böylelikle bizde el işçiliği ve ileri teknoloji son derece özel bir kalite ile tamamlanıyor.
Daha iyi oturma konusu ile ilgili çemberimiz.
Otobüslerimizin kalitesi için birkaç şeyi harekete geçiriyoruz. Örneğin koltuk üretiminin montaj karüseli. Fark edilmeyecek şekilde dönerken, koltuk montajcılarımızı her zaman doğru zamanda doğru yere götürüyor. O zaman gerekli olan materyalin beklediği yere. Yapı parçaları çalışanlarımıza çok yaklaştığı için bu son derece ergonomik. Ayrıca geliştirilmiş sistem zamandan ve yoldan tasarruf etmenizi sağlıyor. Ve koltuklarımızın kalitesinin şu anda olduğu gibi yüksek kalmasına çok katkıda bulunuyor.
Yolcuların bir otobüs seyahatinde ne kadar rahat hissettikleri ilk aşamada koltukların konforuna bağlıdır. Ve biz bu koltuklarla her gün büyük bir tutkuyla ilgileniyoruz. Çünkü özellikle de bir Setra'da yolcular kusursuz konfor ve rahatlık avantajını bekliyor. İddiamız da en az bu beklenti kadar yüksek. Çünkü bir Setra'da bulunmanız bile seyahatin ilk hedefi olmalıdır.
“İyi seyahat etmek özellikle iyi oturmak anlamına gelir. Ve bununla seve seve bizzat ilgileniyoruz.”
Bu nedenle 60 yılı aşkın bir süredir yolcu koltuklarını kendimiz üretiyoruz. Üstelik Almanya'daki bunu yapan tek otobüs üreticisi olarak. Bu konstrüksiyon, kumaş kesimi, dikim ve döşemeden montaja kadar uzanıyor. Çalışanlarımız en iyi ergonominin sırlarını ve mükemmel döşemelerin nasıl yapılacağını biliyor. Karüseldeki herkes Setra koltuklarının yüksek varyasyonlarına hakimdir ve bir ikili koltuğu tamamen monte edebilir.
Müşterilerimiz koltukları en ince ayrıntısına kadar bireysel ihtiyaçlarına göre uyarlayabilir. Bu hem tekstillerin tasarımı hem de tüm diğer tasarım ayrıntıları için geçerlidir. Fabrika çıkışlı olarak bile çok geniş bir döşeme malzemesi yelpazesi sunulur. İstek üzerine kabartmalar veya kapitone dikişler yapıyoruz veya bir logo dikiyoruz.
Ancak Setra koltukları yalnızca rahat ve bireysel olmamalıdır aynı zamanda bir otobüsün ömrü boyunca dayanmalıdır. Bu nedenle kendimize ait çok katı kalite kriterlerini geliştirdik. Yeni kumaş 25 adet zor kontrolden geçmelidir. Ancak bu durumda koleksiyonumuza katılabilir. Ve bir koltuk merkezi bir emniyet bileşeni olduğundan kol dayanaklarında, tutamaklarda ve sırt dayanaklarında ayrıca yüklenme deneyleri gerçekleştiriyoruz. Bunların hepsi müşterilerimize ve yolcularına fayda sağlıyor. Her seyahatte ve uzun yıllar boyunca.
Aya üç yolculuk.
Belki de bir otobüs ile üç kez aya yolculuk yapmak önemli değildir. Ancak bunu yapabileceğinizi bilmek iyidir. Bu nedenle motorlarımız azami 1,2 milyon kilometrelik katedilebilir mesafeye göre tasarlanmıştır. Üretimi ise Mercedes-Benz üstlenmektedir. Çünkü: En iyi otobüsleri üretmek isteyenler alabilecekleri en iyi tahrik teknolojisini de sağlamalıdır.
Yeni bir otobüs geliştirdiğimizde özellikle de şunu göz önünde bulunduruyoruz: Müşterilerimiz ve onları işi. Çünkü Setra otobüsleri şirketlerin yoğun rekabette iyi olmasına katkıda bulunmalı. Bu verimlilik ve sürdürülebilirlikle yakından ilgilidir. Yakıt günden güne değer ve çevre koruması günden güne önem kazanmaktadır. Dolayısıyla hedefimiz her bir Setra'nın bir otobüs şirketini uzun vadeli olarak sürdürülebilir hale getirmesidir.
“Hedefimiz motorları her gün daha temiz ve aynı zamanda daha verimli hale getirmektir.”
Otobüslerimizin motorları burada bir kilit role sahiptir. Bu zamana kadar birçok teknik inovasyonun seri olarak üretildiği Mercedes-Benz Mannheim motor fabrikasında üretilmektedirler. Buna BlueEfficiency Power motorları dahildir. Bu agregaların geliştirmesinde mühendisler önceden olmaz gözüyle bakılan bir şeyi başardı. Motorlar bir önceki versiyonlara göre hem daha temiz hem de daha güçlü, daha hafif ve verimliliği yüksek olan yanma sayesinde daha tasarrufludur. Böylelikle sadece otobüslerimizin toplam verimliliğini yükseltmekle kalmıyorlar. Aynı zamanda çevre korumasının, verimliliğin ve performansın birbirleriyle başarılı bir şekilde birleştirilebileceğini kanıtlıyorlar.
Ancak bu motorlardan birini bir Setra'ya monte etmeden önce, ilk kez en yüksek performansını sağlamalıdır. Her biri. Mannheim'da son derece ileri teknolojili bir kontrol standında her açıdan test ediliyor. Tamamen otomatik bir şekilde ve en ince ayrıntısına kadar. Ne de olsa bir Setra ömrü boyunca güvenilir bir şekilde hareket etmelidir.
Bir Setra'da tahrik teknolojisi konusunda her şey birbiriyle uyumludur. Her bir model için tipik kullanım amacına uygun olarak ideal bir motor ön seçimi yapıyoruz. Ayrıca motor ile olası en iyi şekilde etkileşime geçen bir şanzıman ekliyoruz. Bu şanzımanlar katı kalite yönetmeliklerine göre son derece hassas bir şekilde üretiliyor ve motorlarımız ile ömür açısından aynı özelliğe sahip. Tahrik ünitesi ile birlikte uzun bir otobüs ömrü için rüya gibi bir ikili oluyorlar. Birlikte yapılan üç ay yolculuğu için de.